Fındık denince içim bir hoş olur. Bir de çocukluk yıllarıma giderim. Fındık hayatımızın bir parçasıydı. Hayatımızda fındığın ayrı bir yeri ve önemi vardı. Daha çocukluk yıllarında fındık bahçeleri ilgi çeker ve ilk yere diktiğim fidan fındık fidanı olmuştu. Fındık bahçeleri fındık ağaçları, fındığın tüm aşamaları başlı başına araştırma konusu ve başlı başına bir anı.
Hiç unutmuyorum 6 yaşında yaramaz bir çocuktum. Yerinde durmayan, aklına ne gelirse onu yapan ama hep yararlı işler yapan biriydim. Kazmayı aldığım gibi fındık bahçesine gidip bahçeden birkaç fındık fidanı sökerek evin önündeki mısır tarlamızın kenarına fındık diktiğim o günleri hiç unutmuyorum. Her köye gidişimde 6 yaşında diktiğim fındık ağaçlarını kontrol edip onların nasıl büyüyüp geliştiğini ve fındıklarımdan yediğimde ne derece mutlu olduğumu tarif etmem mümkün değil. İnsan kendi diktiği meyvesinden yemesi hele bu fındıksa çok önemli bir anı.
Çocukluk yıllarımda fındık bahçelerinin temizlenmesi sırtımızda fındık odunlarının eve taşınması fındık çangallarından sepetle gıdık yapılması fındıkların toplanması, fındık bahçelerinde büyük ve küçükbaş hayvanların bakılması. Fındıkların toplanmasında hep rolümüz olmuş. Çocuk da olsak fındık toplamış, fındık toplayan imeceye yemek ve su getirmiş birisiyim. Fındık harmanları, harmanlarda fındıkların ayıklanması zor da olsa zevkli ve keyifli işlerdi. Fındıkların kurutulduktan sırtımızda arabayla yola çıkarılması ise ayrı bir meşakkatti. Her sıkıntı içerisinde yokuş yukarı sırtımızda virandaki araba yolunda fındık taşıdığımız günleri daha dün gibi hatırlıyorum.
Fındığa karşı vefa borcunu ödemek için, “VATAN YAHUT FINDIK BELGESELİ” çekmek için çalışma başlattım. Birçok bilgi ve belgeye ulaştım. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyetine fındığın kültür, medeniyet ve ekonomi tarihindeki yerini araştırdım. Osmanlı arşivlerinden 600 yıllık belgeler buldum. Fındığı dünya ülkelerinde üretildiği Çin, İspanya, Gürcistan, Azerbaycan ve İtalya’da araştırmalar yaptım. Fındığın önemli besin değerini uzmanlarla görüştüm. TUBİTAK uzmanlarından fındığın bilimsel değeri ile ilgili bilgiler aldım. Fındıkla ilgili yazılan kitapları makaleleri topladım. Yıllar önce benim de bir bildiri ile katıldığım fındık sempozyumunun tüm bildirilerini okudum. Fındık üzerine söylenen türküler, maniler ve şarkıları derledim. Ortaya büyük bir arşiv çıktı. Fındık bir kültür bir tarih, bir medeniyet. Fındıkla ilgili neden belgesel hazırlanmamış çok üzüldüm. Fındıkla ilgili belgesel hazırlayarak fındığa karşı vefa borcumu ödemek istiyorum.
Sadece belgesel değil fındıkla ilgili bir müze kurulması için de çalışma başlattım.
Fındık… Üreticisinin, tüccarının, tüketicisinin baş tacı ettiği ürün. Dünyanın 90 ülkesine ihraç ettiğimiz Fındık, İnsanlık tarihi ile özdeşleşmiş bir bitki ve meyve olmasına rağmen bugüne kadar yurtiçi ve yurt dışında yeteri kadar tanıtılamadı. Giresun, Ordu, Trabzon, Sakarya, Kocaeli… İllerimizdeki fındık yetiştiricisi sekiz milyonu aşkın köylümüzün hemen hemen tek geçim kaynağı. Türkiye, dünyanın en çok fındık üreten ülkesidir. Ekonomimize önemli bir döviz girdisi sağlar.
Kimi bitkiler ile bu bitkilerden elde edilen ürünler, yetiştirildikleri yörelerin ekonomilerindeki önemleri nedeniyle o yöre insanının kültürünü etkiler. Ya da o bitki ile ürünü başlı başına bir kültür oluşturur. Fındık; Çin´den Orta Asya´ya, Anadolu´nun Karadeniz kıyılarından Avrupa ve Kuzey Amerika´ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada yetiştirilen; özellikle meyvesinden yararlanılan bir bitkidir. Geniş bir coğrafyada gelmiş geçmiş insanlar, binlerce yıllık bir süreçte ortak bir kültür; fındık kültürü oluşturmuşlardır.
Güzel Türkçemizin çok yönlü anlatım olanaklarından yararlanılarak fındık sözcüğünün çeşitli tamlamalarla, benzetmelerle, mecazlarla kullanıldığı türküler, maniler, bilmeceler, ninniler, tekerlemeler, atasözleri, deyimler…
Başta Giresun fındığı olmak üzere Türk fındığını Dünyaya tanıtmak için “FINDIK BELGESELİ “ çekimlerimiz devam ediyor.